“Benim İşim Acil !” Müşterisi vs Sen

Kurumsal iş hayatındaki benim işim acilcileri konuya hiç katmadan freelance iş yaptığımız kişilerle ilgili olarak yazacağım bu yazıyı. Freelance iş yaptığın ve herhangi bir yere bağlı çalışmadığın için senin bir hayatın kesinlikle olamaz. Kesinlikle hastalanamazsın. Ya da başka ilgilenmen gereken müşterilerin ve çalışma planın olamaz. Neden? Çünkü “O” müşterindir “The One”dır yani.  Her şey onun işleri bir an önce bitecek şekilde kurgulanmalıdır.

Not: Burada bir parantez açarak eleştirilere maruz kalmamak için şunu belirtmem gerekir iş etiğine ve verdiğiniz tarihlere uygun hareket ediyorsanız. 

Böyle “The One” müşterilerimiz için hem kendimizi, hem de iş motivasyonumuzu korumak için ne yapabiliriz?

1. Öncelikli olarak sizin de içinde daralmayacağınız, her türlü aksiliğe (müşterinin içerikleri vermeyişi, revizyonlara geç feedback verişi, hastalanmanız, çalışmak istemeyişiniz, vs) göre bir çalışma planını açık ve net şekilde müşteriye sunmalısınız.
2. Sizin de bir hayatınız olduğunu freelance bile olasınız (!) kendisine belirtmelisiniz. Çalışma saatlerinizi, günlerinizi, çalışma planı içinde ulusal/dini tatilleri, size ulaşabileceği kanalı da – mail, Skype, WhatsApp orası artık size kalmış -kendisine bildirmelisiniz.
3. Müşterinize vermesi gereken feedbackleri, içerik ve görselleri zamanında teslim etmediği takdirde çalışma planınıza uygun olarak bunları hayata geçireceğinizi de belirtmelisiniz.
4. Müşterinize verdiğiniz hizmeti en iyi şekilde ve çalışma planına uygun olarak projenizi yönetmelisiniz. Aksi takdirde müşteri sizin kurallarınız esnetmekte bir sıkıntı görmez. Bu da hayatınızı ve genel iş planınızı kaosa sürekler.
5. Bütün bunlara rağmen değişen bir şey olmuyorsa o müşteriyle çalışmak istemeyebilir ve çalışmayı durdurabilirsiniz. Ki bu da en doğal hakkınızdır.

Kaossuz, keyifli müşterilere 🙂